MR (ZİHİNSEL GERİLİK)

ZEKÂ GERİLİĞİ (ANLIKSAL YETİYİTİMİ-ANLIKSAL GELİŞİMSEL BOZUKLUK)

Anlıksal yetiyitimi, kavramsal, toplumsal ve uygulamalı alanlarda, hem zihinsel, hem de uyumsal işlev eksikliklerini kapsayan, gelişimsel evre sırasında başlayan bir bozukluktur. Aşağıdaki üç ölçütün karşılanması gerekir:

  1. Hem klinik değerlendirme, hem de bireye göre uygulanan, kabul gören bir zeka ölçümü ile doğrulanan, akıl yürütme, sorun çözme, tasarlama, soyut düşünme, yargılama, okulda öğrenme ve deneyimlerinden öğrenme gibi zihinsel işlevlerde eksiklikler.
  2. Kişisel bağımsızlık ve toplumsal sorumluluk için gelişimsel ve toplumsal-kültürel ölçütleri karşılayamama ile sonuçlanan, uyum işlevselliğinde eksiklikler. Süregiden bir dayanak sağlanmadıkça, uyumsal eksiklikler, ev, okul, iş ve toplum gibi değişik çevrelerde iletişim, toplumsal katılım ve bağımsız yaşama gibi günlük yaşamın bir ya da birden çok etkilendiğinde işlevselliği kısıtlar.
  3. Zihinsel ve uyumsal eksiklikler, gelişimsel evre sırasında başlar.

NOT: Birleşik Devletler’ de bir tüzük (Kamu yasası 111.256, Rosa Yasası) zeka geriliği terimini anlıksal yetiyitimi (anlıksal gelişimsel bozukluk) ile değiştirmiştir ve araştırma dergileri de anlıksal yetiyitimi terimini kullanmaktadırlar. Dolayısıyla, sağlıkçılar, eğitimciler ve diğer uzmanların yanı sıra halk ve yandaşı kişilerce de bu terim kullanılmalıdır.

ANLIKSAL YETİYİTİMİ AĞIRLIK DÜZEYLERİ

Ağır olmayan

Orta derecede

Ağır

Çok ağır

AĞIR OLMAYAN ANLIKSAL YETİYİTİMİ

Kavramsal Alan: Okul öncesi çocuklarda belirgin kavramsal ayrımlar olmayabilir. Okul çocuklarında ve erişkinlerde, okuma, yazma becerileri, sayısal beceriler, zaman ya da parayla ilgili becerileri kapsayan okulda öğrenilen becerilerde güçlükler vardır ve yaşla ilgili beklentileri karşılamak için bir ya da birden çok desteğe gerek vardır. Erişkinlerde, soyut düşünme, yerine getirme işlevi (tasarlama, yöntem belirleme, öncelik belirleme ve bilişsel esneklik) ve yakın bellekte olduğu gibi okulda öğrenilen becerilerin (örn. Okuma, para yönetimi) işlevsel kullanımı da bozulmuştur. Yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında, sorunlara ve çözümlere bir ölçüde somut yaklaşımlar sergilemektedir.

Toplumsal Alan: Gelişmekte olan yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında, kişi toplumsal etkileşimlerinde olgun değildir. Sözgelimi, yaşıtlarının toplumsal dışavurumlarını tam olarak algılayamaz. İletişimi, karşılıklı konuşması ve kullandığı dil, yaşına göre beklendiğinden daha somut ya da olgun değildir. Duygularını ve davranışlarını yaşına uygun biçimde düzenlemekte güçlükler çeker; yaşadığı bu güçlükler, toplumsal durumlarda yaşıtlarınca da anlaşılır. Toplumsal durumlarda neyi göze aldığını tam anlayamaz; toplumsal yargılaması yaşına göre olgun değildir ve başkalarınca kullanılma olasılığı vardır (kolay kanar).

Kılgısal (uygulamalı) Alan: Kişisel bakımında yaşına uygun bir işlevsellik gösterebilir. Yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında, karmaşık günlük yaşam görevleri için bir ölçüte desteğe gereksinebilir. Erişkinlikte, ev alışverişini yapma, ulaşım, eve ve çocuğa bakma, besin değeri olan yemekler hazırlama ve banka işlerini yapma ve parayı yönetme gibi alanlarda destek görür. Eğlenme, dinlenme becerileri yaşıtlarınkine benzer, ancak iyilik durumu ve eğlenme-dinlenme etkinlikleriyle ilgili düzenlemelerine ilişkin yargılamasında desteğe gerek vardır. Erişkinlikte, sağlıkla ilgili ve yasal kararlarında, ayrıca belirli bir iş becerisi kazanmak için genellikle desteğe gereksinir. Çocuk büyütmek için destek görmesi gerekir.

ORTA DERECEDE ANLIKSAL YETİYİTİMİ

Kavramsal Alan: Bütün gelişimi boyunca, kişinin kavramsal becerileri yaşıtlarının hep gerisinde kalmıştır. Okulöncesi çocuklarda dil ve okulöncesi beceriler yavaş gelişir. Okul çocuklarında, okuma-yazma becerilerinde ve sayısal becerilerde ilerlemede, zamanı ve parayı anlamada, okul yılları boyunca bir yavaşlık vardır ve bunlar, yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında belirgin olarak kısıtlıdır. Erişkinler için okul becerileri gelişimi ilköğretim düzeyindedir ve işyerinde ve kişisel yaşamında bütün bu becerilerin kullanımı sırasında desteğe gereksinir. Günlük yaşamın kavramsal işlerini tamamlayabilmek için süregiden bir yardıma gerek duyulur ve kişinin bu sorumluluklarını başkaları tümüyle üzerine alabilir.

Toplumsal Alan: Kişi, gelişimi boyunca, toplumsal ve iletişimsel davranışlarında yaşıtlarından belirgin ayrımlar gösterir. Konuşma dili, toplumsal konuşma için başlıca gereçtir, ancak yaşıtlarınkinden çok daha az karmaşıktır. Ailesi ve arkadaşlarıyla bağ kurma, yaşamı boyunca arkadaşlıklarının olması ve erişkinlikte kimi zaman sevgili ilişkilerinin olmasıyla belirli olmak üzere ilişki kurma yeterliği vardır. Ancak bu kişiler toplumsal dışavurumları tam doğru olarak algılayamayabilir ya da yorumlayamayabilirler. Toplumsal yargılama ve karar verme yetileri sınırlıdır, bakım verenleri yaşamsal kararlarında yardımcı olmak zorundadır. Olağan gelişim gösteren yaşıtlarıyla arkadaşlıkları çoğu zaman iletişim kısıtlılıklarından ve toplumsak kısıtlılıklardan etkilenir. İş ortamında başarı sağlayabilmesi için belirgin toplumsal ve iletişimsel desteğe gereksinir.

Kılgısal (uygulamalı) Alan: Kişi, bir erişkin olarak, yemek yeme, giyinme, tuvalet ve kişisel bakım gibi gereksinimlerini karşılayabilir, ancak bu alanlarda kişinin bağımsızlaşabilmesi için çok uzun bir süre eğitim verilmesi ve çok zaman harcanması gerekir ve anımsatıcılara gerek duyulur. Benzer biçimde, erişkinlikte ev işlerine katılım gösterebilir, ancak çok uzun bir süre eğitim verilmesi gerekir, erişkin düzeyinde bir yeterlilik sağlanabilmesi için süregiden bir desteğe gerek olur. Sınırlı kavramsal ve iletişimsel beceriler gerektiren işlerde bağımsız olarak çalışabilir, ancak toplumsal beklentileri, iş karmaşalarını ve tasarlama, ulaşım, sağlık hakları ve para yönetimi gibi yan sorumluluklarını yönetmek için iş arkadaşlarından, denetmenlerden ve başkalarından önemli ölçüde desteğe gereksinir. Değişik birtakım eğlenme-dinlenme becerileri geliştirebilir. Ancak bunları öğrenmesi için ek desteğe ve çok uzun bir süre eğitim almaya gerek duyar. Az da olsa, önemli bir kesiminde, uyumsuz davranışlar görülür.

AĞIR DERECEDE ANLIKSAL YETİYİTİMİ

Kavramsal Alan: Kavramsal beceriler sınırlı kazanılmıştır. Kişi, yazılı dili ya da sayılar, nicelik, zaman ve para gibi kavramları genelde çok az anlar. Sorun çözmelerine, yaşamları boyunca bakım verenleri yardımcı olur.

Toplumsal Alan: Sözcük dağarcığı ve dilbilgisi açısından konuşma dili oldukça sınırlıdır. Konuşma, tek tek sözcüklerden ya da deyişlerden oluşabilir ve güçlendirici araçlar buna eklenebilir. Konuşma ve iletişim, gündelik olaylar içinde, şimdi-burada üzerine odaklanmıştır. Dil, yorum yapmaktan çok toplumsal iletişim için kullanılır. Bu kişiler yalın konuşmayı ve el-kol devinimleriyle iletişimi anlarlar. Aile bireyleriyle ve tanıdık başkalarıyla ilişkilerden zevk alırlar ve yardım görürler.

Kılgısal (uygulamalı) Alan: Kişi, yemek yeme, giyinme, banyo yapma ve tuvalet becerileri gibi bütün günlük etkinlikleri için desteğe gereksinir. Her zaman denetim altında olmayı gerektirir. Kendisinin ya da başkalarının iyiliğini gerektiren, sorumluluk isteyen kararları alamaz. Erişkinlikte, evle, eğlenme-dinlenme etkinlikleriyle ve işle ilgili görevlere katılımı için sürekli bir destek ve yardım gerekir. Bütün alanlarda beceri kazanabilmesi için uzun süreli bir eğitim sürecine ve sürekli bir desteğe gerek vardır. Az da olsa, önemli bir kesiminde, kendini yaralama da içinde olmak üzere, uyumsuz davranışlar görülür.

ÇOK AĞIR ANLIKSAL YETİYETİMİ

Kavramsal Alan: Kavramsal beceriler, genellikle simgesel süreçlerden çok fizik dünyayı kapsar. Eşleştirme ve nesneleri fizik özelliklerine göre ayırt etme gibi belirli birtakım görsel-uzamsal beceriler kazanılmış olabilir ancak eşzamanlı devinsel ve duyusal bozukluklar, nesnelerin işlevsel kullanımını engelleyebilir.

Toplumsal Alan: Kişinin, konuşma ve el-kol devinimlerinin simgesel iletişim boyutunu anlaması sınırlıdır. Kimi yalın yönergeleri ya da el-kol devinimlerini anlayabilir. Kendi isteklerini ve duygularını, büyük ölçüde, sözel olmayan, simgesel olmayan iletişimle dışa vurur. Yakından tanıdığı aile bireyleriyle, bakım verenlerle ve tanıdık başkalarıyla ilişkilerinden zevk alır ve el-kol devinimleriyle ve duygusal dışavurumlarla toplumsal etkileşimleri başlatır ve yanıtlar. Eşzamanlı devinsel ve duyusal bozukluklar birçok toplumsal etkinliği engelleyebilir.

Kılgısal (uygulamalı) Alan: Kişi, günlük bakım, sağlık ve güvenlik gibi alanlarda, bu etkinliklerin bir bölümüne kendisi de katılabiliyor olsa da, bütün yönleriyle başkalarına bağımlıdır. Ağır bedensel özrü olmayan kişiler, evde yemek masasını kurma gibi günlük işlere yardımcı olabilirler. Yüksek düzeyde süregiden bir destekle, nesnelerle birtakım yalın eylemleri gerçekleştirerek işyerinde katılımda bulunabilirler. Eğlenme-dinlenme etkinlikleri, sözgelimi, müzik dinleme, film izleme, yürüyüşe çıkma ya da su etkinliklerine katılmayı kapsayabilir, ancak bunların hepsi başkalarının desteğiyle yapılır. Eşzamanlı devinsel ve duyusal bozukluklar, evle, eğlenme-dinlenmeyle ve işle ilgili etkinliklere katılım için sıklıkla engel oluşturur (izleme dışında). Önemsenecek bir azınlığında uyumsuz davranışlar görülür.

TANIMLANMAMIŞ ANLIKSAL YETİYİTİMİ

Bu tanı, beş yaşının üzerindeki kişiler için, anlıksal yetiyitiminin derecesi, eşlik eden körlük ya da dil öncesi sağırlık gibi duyusal ya da bedensel bozukluklar, lokomotor (hareket sistemi) yetiyitimi ya da ağır sorunlu davranışların olması ya da eşzamanlı ruhsal bir hastalığın bulunması gibi nedenlerle, yerel olarak var olan değerlendirme gereçlerini kullanmak güç ya da olanaksız olduğu zaman kullanılmak üzere tutulan bir tanıdır. Bu tanı ancak çok özel durumlarda kullanılmalı ve belirli bir süre geçtikten sonra yeniden bir değerlendirme yapılmalıdır.

Kaynak: AMERİKAN PSİKİYATRİ BİRLİĞİ (DSM-5) TANI ÖLÇÜTLERİ BAŞVURU ELKİTABI’ ndan, çev. Köroğlu E, Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 2014.